3 Nisan Per 2024
Ana SayfaYazarlarCihan MendiCihan Mendi - Biraz Lacivert Biraz Sarı

Cihan Mendi – Biraz Lacivert Biraz Sarı

- Advertisement -

Bu sezon ilk defa Fenerbahçe’mizin yanında tribündeki yerimizi alma fırsatı bulduk. O nedenle bu haftaki yazım belki de bu sezonun diğer maçlarına göre daha ‘duygusal’ yorumlar içerebilir, şimdiden affola.

Öncelikle böyle bir maçın ilk başlığını niye bu şekilde koyduğumu anlatmaya çalışayım. Fenerbahçe’mizin bu yıl enteresan bir futbol istatistiği var. O da şu ki, maçların genelinde bir şeyleri düzgün yapmaya çalışırken, belirli anlarda çok basit hatalarla maç verebilecek noktaya geliyor işler. Bunun da sebebinin sürekli içleri saman alevi gibi yanan futbolcularımızın yaptığı ya da yapmak istediği 2-3 güzel hareket ve hatta atacağı gol ile taraftarın gözüne ‘şirin gözükme’ derdi gibi geliyor bana. Yani her bir oyuncu ve de takım genelinde maçın anlık bazı dakikalarında lacivert rengin anlamı kadar ‘yaratıcı’ ama ‘koyu’; bazı dakikalarında ise sarı rengin anlamı ‘asil ve sağlam’ ama ‘açık’ bir futbol oynayabiliyoruz. Bu bir handikap mı, tartışılır. Birazdan esas handikapların ne olduğunu anlatmaya çalışacağız, ama önce gelelim Ankaragücü maçına.

Atmosfer

Stadın etrafında son anda varabilmiş olsam da, geçen seneki o ‘ölü toprağı serpilmiş’ sezonda bile saha dışında olan ruhun tüm hızıyla ve da artarak devam ettiğini gördüm ve çok mutlu oldum. İyi ki varsın Fenerbahçeli. Ancak stadın içine yani tribünlere girince, benzer ruhun ‘yetersiz’ olduğuna şahit oldum bazı anlarda da. Özellikle son dakikalarda ve rakibin anlamsız baskı kurduğu anlarda taraftarın hala aşk şarkıları söylüyor olmasının gerçekten bir faydası yok sahadaki topçulara. Ama her şeye rağmen Dünya Fenerbahçeli Kadınlar gününde kaybettiğimiz genç Neslican kardeşimizin ruhunu şad eden pankart, tribünün en duygusal ama bir o kadar da güzel görüntüsüydü. Mekânın cennet olsun ‘Demir Melek’.

Oyun ve Oyuncular

Genele baktığımızda tıpkı bir önceki Alanya maçı gibi oyun genelinde maça hâkim olan, sezon başı kadar etkili olmasa da yine çok pozisyon bulan bir Fenerbahçe takımı başladı maça. Ancak gol atamamaktan değil, orta saha ve defansın akıl almaz hataları sonucu yenilen golden ötürü birkaç dakika da olsa geçen senenin ‘ruhsuz’ Fenerbahçe’sini izlemek zorunda kaldık.

Şansımızın yaver gitmesi sonucu attığımız beraberlik golüyle o reaksiyonu hemen gösterdiğimiz için maçın kalanında bir sürprize mahal vermeden yola devam edebildik. Buradaki ironi şu ki, maçın henüz başında tribündeki insanların tepkisini çeken 3 futbolcunun ikisi olan Gustavo ve Zanka, golün atılmasıyla (özellikle de Zanka’nın atmasıyla) beraber oynamaları gereken kapasiteye çabuk dönmüş oldular ve bana göre özellikle Gustavo boşuna transfer edilmediğini göstermiş oldu. Hemen burada renktaşımız takımın ‘gereksiz’ itirazına ses verelim ve gol öncesi korner pozisyonunun ‘kural hatası’ değil, ‘hakem hatası’ olduğunu vurgulayalım. Vurgulayalım ki, geçen hafta hem hakem hem kural hatalarıyla yediğimiz 2 golün nelere mal olduğunu ve bunun yanı sıra yaptığımız itirazın haklılığını bir kez daha vurgulayalım.

Geliyoruz yeni stoperimiz Rami’ye. Lafı çok uzatmaya gerek yok, sahadaki Fenerbahçe’nin en büyük handikabı savunma hattındaki ‘istikrarsızlık’ ise, bunun en zayıf noktası Rami olacak gibi görünüyor maalesef. Futboldan uzun süre uzak kaldığı o kadar belli ki, O’na güvenip bir savunma kurgusu kurmak ‘harakiri’ olur.

Genele baktığımızda temeli yan toplar da olsa sahanın en çok pas atan adamının Gustavo olduğunu görüyoruz, %96 civarı. Peki aynı orta sahada esas görevi ‘ileriye top yapmak’ olan Tolga’nın %90’ı bile bulamamış olması neyin göstergesi olsa gerek? Hemen cevap verelim, ‘kaçak güreşin’.

Tabii Rodrigues sakatlanınca mecburen ‘büyük kaptan’ Emre oyuna girdi ve esas pas yapması gereken orta sahanın nasıl verimli çalıştığını görebildik. Bu sayede ve de Kruse’nin harika asistiyle ikinci gol geldi. Şunu da belirtelim, her ne kadar istikrarı ve asistleriyle ön planda olsa da Kruse’nin kanatta çok da verimli olamayacağını gördük. O yüzden gelecek maçta Rodrigues ve olası Deniz yokluğunda kanatlardaki ilk alternatifin Ferdi olması gerektiğini düşünüyorum.

 Hocamız ve gelecek maçla

Sevgim, saygım ve de futbol bilgisine inancım devam etse de Ersun Hocamızı belirli noktalarda eleştirmem gerekiyor sanırım.

Bir kere, geçen hafta ki ‘stopersiz oynama’ inadı ne kadar gereksiz ise, bu hafta ‘Rami ile başlama’ da o kadar gereksiz geliyor bana. Serdar gibi hazır ve Türk futbolunu bilen adamın varken, stoperdeki ikinci adamın mutlaka o olmalı.

Gelelim orta sahaya. Maalesef hocamızın bir inadı da Tolga konusunda yaşanıyor. Özverili olabilir, hırslı olabilir ama bu kadar orta saha oyuncusunun olduğu yerde Tolga Ciğerci, Fenerbahçe’nin önceliği olmamalı. Ben olsam; Gustavo-Emre- Kruse ana üçlüsünden ve de acil veya eksik durumlarda Jailson katkısından vazgeçmem. Tolga ya da Tolgay ise hamlelerin gerektiği çok sıkışmış maçlarda ‘fizik desteği’ amacıyla kullanılmalı. Özellikle Tolga’nın bu kadar son vuruş eksiği ve de savunma pozisyonu kaçırma ihtimalinin olduğu yerde şu takımı riske atmanın bir anlamı yok.

Aşağıda maçın adamı olarak belirttiğim Ozan için ise birkaç şey yazmak şart oldu. Sağbek mevkiinde ne kadar sırıtıyorsa da o kadar özverili ve hırslı ama son hamleler ve de orta sahada dikine oynamak konusunda gerçekten her maç çok önemli bir gelişim gösteriyor Ozan. Bunda takımın ikinci kaptanı olmasının çok etkisi var tabii ki.

Bütün sakatlık ihtimalleri ve de psikolojik etken olarak düşünürsek, Galatasaray deplasmanına; savunmada Zanka-Serdar; beklerde Dirar-Ozan(mecburen); orta sahada Gustavo, oynayabilirse Emre yoksa Jailson ve Kruse; kanatlarda ise muhtemelen Rodrigues’in oynayamayacak olması nedeniyle solda Ferdi sağda Deniz ile çıkmak gerekir. Eğer Deniz de oynayamayacaksa, en büyük sıkıntı ortaya çıkıyor. Yapılacak çok riskli hamleler var. Ya her şeye rağmen Alper ile başlayacaksınız, ya da Zajc’ı oraya monte edeceksiniz. Murat Sağlam’ı sağ bek, Ozan’ı sağ açık oynatmak da düşünülebilir, ama sorumluluk alınması gereken bir karar. Forvet ve kaleci için tartışmaya gerek yok, Altay ve Vedat.

Genele özet olarak bakarsak, savunmadaki zafiyet ve orta sahadaki hoca inadı dışında, Allah nazardan saklasın, iyi yolda takımımız. Kural hatalı Alanya maçının da tekrar oynanıp, en azından bir beraberlik ile sonuçlanabileceğini varsayarsak sezonun ilk yarısını ilk ikide bitirebilir ve de istikrarlı bir sezon sonu yaşayabiliriz. Tekrarlanmasa da telafisiz bir durum değil.

Maçın hareketi ve adamı

Futbola dair her güzel yada her kötü hareketi geçelim, ama maçın hareketini oyuncularımız henüz maç başlamadan bir pankartla gösterdi; ’mücadelen çok güzeldi Neslican’..

Maçın 3 adamı; Ozan-Kruse-Gustavo.

Bol sarı lacivert bir derbi geçirmemiz dileğiyle…

Cihan Mendi

- Advertisement -
Ferhat Püsküllü
Ferhat Püsküllühttps://www.feneralayi.com
1980 yılında İstanbul'da doğdu. Fenerbahçe aşığı. Aşkını bir adım ileriye götüren Fener Alayı kurucusu.
BENZER HABERLER
- Advertisment -

Günün içinden