Net olarak hatırlıyorum ki, bundan tam 5 yıl evvel bir sonbaharda 3 maç,4 maç hep son saniye golüyle kazanan bir Fenerbahçe görmüştük. Her kazandığımız maçın sonunda hep aynı inanç ve aynı motivasyon ile beklemiştik Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu ve de Nisan’da gelmişti şampiyonluğumuz. İşte dün gece onu yaşadık tekrar. Ersun Hoca’nın hırslı, inançlı kanaryaları yıllardır beklediğimiz ruhu geri getirmişler, belli ki. İnşallah bu sezonu da ileride bir gün ‘2019 ruhu’ olarak anacağız.
Deha
Gelelim oynanan oyuna. Hocamızın da dediği gibi, çok mu iyi oynadı Fenerbahçe Başakşehir karşısında? Hayır tabii ki. Oyunun özellikle belirli bölümlerinde bireysel hatalar ve oyundan kopma gibi sebeplerle verdiğimiz tonlarca pozisyon var.
Ama o geçen hafta da gördüğümüz hırs ve inanç hala devam ediyor mu? Evet. İşte buna maşallah demek lazım.
Analizimizi oyuncu oyuncu yapmak gerekirse, herhalde sahanın her yerinde hiç durmadan mücadele eden ve sürekli olarak golü koklayan Vedat ile başlamak lazım. 35 yıllık Fenerbahçeliyim, daha şimdiden Vedat’ı gördüğüm en iyi 3 golcü arasına gözü kapalı koyarım. Sadece önüne gelmiş olan 2 pozisyonun birini direğe birini kaleye atmış olması değil, tam anlamıyla 90 dakika kendi hırsıyla takımın kalanını da motive etmesiyle de ön plana çıktı.
Nabil Dirar.. Gerçekten hazırlık maçında onu ıslıklayanların hangi aklı evveller olduğunu merak ediyorum. Fenerbahçe’nin geçen sezondan kalan ve de son 3 yılın en istikrarlı ve en işe yarar futbolcusudur Dirar. Bir dönem Ümit Özat kaptan böyle idi. Liberoya koy oynar, sol beke koy oynar. İşte Dirar gerçekten Fenerbahçe’nin en önemli oyuncusu olduğunu her şekilde ıspatlıyor. Attığı son dakika ‘hayat’ golü de zaten buna delalet.
Altay.. Allah bize sağlık versin, Fenerbahçemize de hep böyle sezon başlangıçları versin de ben de buraya hep Altay gibi bu formanın gerçek evlatlarından övgüyle bahsedebileceğim yazılar yaziyim. İyi ki varsın çocuk. İyi ki Fenerbahçelisin.
Tolga..Çok dürüstçe söylemem gerekirse, geldiği günden beri ne kanım ısınmıştı Tolga’ya ne de kendisini Fenerbahçeli gibi kabul edebilmiştim. Ama özellikle bu sezon başlangıcımızda önemli bir katkısı olduğu için kanım ısındı. Tam bir profesyonel ve işini yapmak isteyen bir asker gerçekten. Bu vesile ile kendisine tekrar Fenerbahçe’ye hoş geldin diyorum. İnşallah sakatlıkları bir daha yaşamaz da hep böyle asistler yapar. İlginç bir bilgi şu ki Tolga, Türkiye’deki ilk asistini dün akşam yapmış.
Ve tabii ki Ersun Hoca.. Hani maç sonunda dedi ya, ‘kötü oynadık ve sorumlusu benim’ diye. İşte Fenerbahçe’nin teknik direktörü böyle olmalı. Sadece futbola, Fenerbahçelilik ruhuna ve şampiyonluğa inanmalı ve bunlardan bahsetmeli. Özellikle oyuna son bölümde soktuğu 3 oyuncumuzun katkısıyla son dakika golünü atmış olmamız ise başlı başlına Ersun Yanal’ın haftanın teknik adamı olması için yeterli bir sebep. İnşallah sezon sonu da yılın teknik adamı olur ve o kupa yükselir Kadıköy’den göklere. Gerçek futbol dehası Ersun Yanal’dır benim gözümde bu şekilde oynadığımız sürece.
Eksikler
Elbette ki eksikler de var demiştik zaten. Stoper eksikliğinden ötürü tandemin oturmaması halen ciddi bir sorun Fenerbahçe için. Yediğimiz golde Jailson’un adam kaçırmasından bunu net olarak anlıyoruz.
Sol bek eksik olmasına rağmen, Dirar’ın müthiş performansı bir sol bek ihtiyacını aratmıyor aslında. Ama Isla’nın sakatlığında tabiki Dirar’ı o bölgede kullanmak daha mantıklı. Yani Dirar’a solda değil sağda ihtiyaç var. Bu yüzden sol bek ihtiyacı yok değil, var olacak.
Bu durumda Fenerbahçe’nin birinci transfer önceliği stoper mi olmalı yoksa sol bek mi? Kesinlikle ikisi de. Yani ön libero (Gustavo ya da başka birisi) önceliğinden ziyade yönetimimizin enerjisini stoper ve sol beke harcaması gerektiğini düşünüyorum. Zaten stopere takviye yaptığınız zaman Jailson’u otomatik olarak liberoya çekersiniz.
Bu yazımı hazırlarken okuduğumuz Adil Rami haberi için ise kendimce olumlu yorum yapmak isterim. Evet futbolcu, sıkıntılı bir dönemden geçmiş, mental olarak. Ama Rami’nin (transferi kesin olarak düşünürsek) de olduğu kadroda elinizde 4 tane en azından Türkiye ligindeki ‘olağan’ maçlar için hazır stoperiniz olmuş olacak. (Serdar-Zanka-Sadık-Rami) Bu durumda Fenerbahçe’nin savunma hattı her türlü tehlike ve eksiklik riskine hazır olmuş olacak.
Kalan transfer enerjisinin ise Gustavo’dan çok, artık okun yaydan fırladığı Kolarov ismine çevirebilsek keşke. Hasan Ali’nin 3-4 haftaya takımda olması öngörülmesine rağmen geldiği zaman ne kadar hazır olacağını kestirmek mümkün değil.
Genel bir yorum gibi oldu ama rakip kalitesi arttıkça Fenerbahçe’nin eksik yönünün savunma zafiyeti olduğunu az da olsa hissedebiliyoruz. Bu nedenle bu haftanın KAP bildirimleri ile dolu bir hafta olmasını arzuluyoruz.
Başakşehir maçının adamları..
Bu hafta da ritüelimiz olarak 3 isim koyduk… Vedat, Dirar, Altay (‘iyiden kötüye’ sıralaması olarak düşünmeyi lütfen)
Ve gelecek hafta.
Haftaya bence bu sezonun en zor maçına çıkacak Fenerbahçe. Ayrıca muhtemelen sezonun kalanında şampiyonluk için rakibi olacak takımla oynayacak. Ölçüt olur olmaz ama tek gollü bir galibiyet bile sezon sonu gelecek şampiyonluk için önemli. Tüm tribünlere şimdiden duyurulur…
Bol sarı lacivert haftalar…
Cihan Mendi
