0 Eylül Cts 2023
Ana SayfaYazarlarCihan MendiCihan Mendi - Yarınlara, Umutlara

Cihan Mendi – Yarınlara, Umutlara

- Advertisement -

Fenerbahçe’nin hakikaten öyle bir büyüklüğü var ki, Allah hakikaten bana, oğluma, torunuma Fenerbahçe’siz bir dünya yaşatmasın. Öyle ki, bir hafta nefret ediyorsunuz futboldan, bir sonraki hafta diyorsunuz ki, ‘iyi ki varsın Fenerbahçe’. İşte öyle bir derbi sonrasıydı Pazar akşamı Kadıköy.

Derbi

Tıpkı Galatasaray deplasmanında olduğu gibi, son yıllarda gerçekten futbol oynamaya çalışan iki ekibin mücadelesi vardı sahada.

Bireysel gidelim; öncelikle Ozan’ın hakkını Ozan’a verelim. Yedek oldu, yılmadı; kiralandı, yılmadı; çalıştı ve kazandı. Sadece o gecenin adamı olduğu için bu sene pek çok maçta sorumluluk alarak yaptığı hareketler ve verdiği güven ile Ozan koca bir alkışı hakkediyor. Attığı goldeki ustaca depar ve çizdiği yarım ay her şeye bedel.

Isla, belki de bu sezon ki en iyi futbolunu oynadı. Hem defansif hem de ofansif olarak neredeyse hatasızdı ve Muriqi’e yaptığı asist ile ‘ben daha ölmedim’ dedi.

Kruse, ‘mükemmeldi’ diyemeyiz ama kendisini yerden yere vuran biz kamuoyuna inat ‘ben bu takıma gol atmaya ve attırmaya geldim’ dedi. Alkışı o da hakkediyor.

Tabi ki, attığı yine akıl dolu gol ile Muriqi her zaman ki takımını sırtladı. Ayrıca Muriqi için bir önerim de şu ki, bence hemen ilk 3 kaptan isminden bir tanesi Muriqi olmalı. Özellikle geçen hafta Ozan ile yaşadığı diyalog, bu hafta saha içini sahiplenmesi gösteriyor ki, Fenerbahçe’nin Emre ve Ozan sonrası kaptanı belli.

Gustavo’yu herhalde en çok geçen hafta eleştirdik ama Beşiktaş maçındaki performansıyla hepimizin gözündeki pası sildi yine.

Genel olarak bakmak gerekirse, kırılma anlarına rağmen, Fenerbahçemiz maçı Beşiktaş’tan daha çok istedi ve haklı bir galibiyet aldım.

Diğer Etkenler

Gelelim kırılma anlarına ve gereksiz konuşulan hareketlere. Geçenlerde birileri diyordu gene, ‘Fenerbahçe’yi çaylak kaleciye muhtaç ettiniz’ diye. Vallahi, Altay’ın çaylak hali buysa, 3 sene sonra herhalde yeni bir Rüştü ve yeni bir Volkan doğuyor demektir. Evet, yan top zafiyeti var ama özellikle ayaklarına hakimiyeti sayesinde gerçekten bu sezonun en ‘farklı’ kalecisi konumunda. Tabii ki, Jailson’un bariz hata yaptığı bir savunma hattında golün gelmesi içten bile değildi. Ama Altay, inanılmaz bir hamle ile adeta galibiyeti garantiledi.

Gelelim hakeme. Cüneyt Çakır’ın hiçbir zaman övecek değilim. Eyyamın en ilgili hakemidir. Pazar akşamı da kötü olmazsa eyyam yaptı kendince. Daha durum 2-0, yan hakemin bayrak kaldırdığı pozisyonda kalecinin yanılmasını hiç affetmedi ve adeta hediye ediyordu çok yalandan bir frikik ile maçı Beşiktaş’a. İtiraz edilen penaltı pozisyonları ile ilgili söylenmesi gereken belli.

3 itirazın sadece bir tanesinde (Serdar’ın ikinci pozisyonunda) penaltı çalınsa ‘niye çalındı’ demezdik. Ama onun dışında bizim lehimize skora etki eden başka bir pozisyon yoktu maçta.

Kaldı ki, klasik olacak ama, Fenerbahçe 1 tane daha yese 2 tane daha atardı, çünkü ‘Zafer benimdir’ diyordu.

Kötü

Öz eleştiri yapmak lazım. Maç öncesinde Marcio Trianfole (yani …. Kartal’ı) marşını çalıp, staddan çaldıktan sonra ‘taraftar küfür etmemeli’ demek haksızlık olur. He bu durum Beşiktaş’ın sahasında da böyle, diğerlerinde de. Küfürsüz tribün olamıyor maalesef. Ama üstüne önemli değerlere saygı göstermek lazım.

Gereksiz

Ersun Hoca, maç sonundaki isyanında çok haklı. Ama böyle bir zaferi neredeyse gölgeleyecek ve 2 dakikada ‘polemik’ yaratacak şekilde bir açıklama yapmak gereksiz oldu bence.

Güzel

Ali Başkanımızın maç sonunda değindiği konular ve özellikle hocaya ve oyunculara sahip çıkması bizim haftalardır beklediğimiz bir hareketti. Tebrikler Başkanım. Tabii ki, Obradovic krizini yaratan aklı evvellere de selam olsun. Fenerbahçe büyük bir ailedir, yıkılmaz.

Son söz

Kaldı şurada bir Rize deplasmanı ve sonrasında 1-2 takviye ile devreye başlangıç. Önümüzde Rize, Antep ve Başakşehir maçları var. Fenerbahçe, bu zorlu fikstürden minimum 10 puan ile çıkarsa ve bu beraberlik en azından deplasmanda olursa, o zaman işte bu Zaferin de bir anlamı olur.

Sarı lacivert, umudun rengidir. Vazgeçilemez…

Cihan Mendi

- Advertisement -
Ferhat Püsküllü
Ferhat Püsküllühttps://www.feneralayi.com
1980 yılında İstanbul'da doğdu. Fenerbahçe aşığı. Aşkını bir adım ileriye götüren Fener Alayı kurucusu.
BENZER HABERLER
- Advertisment -

Günün içinden