15 Mayıs Per 2024
Ana SayfaYazarlarCihan MendiCihan Mendi - Tılsımlı 20 yıl

Cihan Mendi – Tılsımlı 20 yıl

- Advertisement -

Sarı ve kırmızı renkli ‘elitler’ takımı en son bu sevinci yaşadığında henüz Türk parasından sıfır atılmamıştı. Ama biz o arada 6 tane sıfır attık mesela.

Sarı ve kırmızı renk yazdığıma da bakmayın, ‘mor’ renkle geldiler yendik; ‘turuncu’ renkle geldiler yine yendik. 10 kişi yendik, yedeklerle bile yendik. Ta ki, Türk futbolunda artık her türlü ‘engelleme’ ve ‘masa başı’ oyunlarının gizlice değil, alenen yapıldığı 2020 yılına kadar.

Aslında her şeye çok iyi başladığımız bir Pazar günüydü yine de. Stattaki yerimizi almak için Ankara’dan uçağa bindiğimde yanıma denk gelen Fatih ve Selim isimli baba-oğul ta Fransa’dan bu maçı izlemek için gelmişlerdi. Uçuş boyunca o 6 yaşındaki pırıl pırıl çocuğa anlattık Fenerbahçe’yi.

Ama İstanbul’a indiğim dakikadan itibaren sadece kendimde değil sağımdaki solumdaki tüm çubuklu taraftarlarda da gördüğüm bir ‘tedirginlik’ hakimdi. Sanki bir şey olacakmışçasına sessizdi ortalık. Maç öncesi restoranlara gittiğimizde herkes ‘boğazını yırtarcasına’ bağırıyordu ama dün anladım ki hakikaten maç öncesi restoranlarda ‘keyif’ yapmak yaramıyor biz Fenerbahçe taraftarına. Yoruluyoruz ve maça girdiğimizde sesimiz çıkmıyor.

Ayrıca bir tabloda stattaki ‘çekirdekçi’ taraftarda oluştu. Sadece bir örnek veriyim, önümde duran ve muhtemelen Almanya’dan gelmiş bir taraftar ilk devre boyunca babasını, annesini, kardeşini görüntülü olarak aradı ve onlara maçı izletti. Muhtemelen en az 200 EURO verdiği bir biletin yanına 1-2 tane daha alsaydı da ailesini de getirseydi. Hiç olmazsa, ‘bağırmak’ yerine video çeken bu taraftar, en azından yanında 3 ‘taraftar’ daha getirmiş olurdu. İşte böyle sıra dışı(!) seyirciler olunca takımı motive eden de kimse kalmıyordu.

Tabii ki her türlü engelleme ve taraftar basiretsizliğine rağmen, bu tılsımın bozulmasının ana nedenini yazıp, kendi öz eleştirimizi yapmazsam, bu köşenin hakkını veremem diye düşünüyorum.

Sayın YANAL

Bunca zaman yazdık, çizdik. Saygı gösterdik, lütfen dedik. Ama dinletemedik. Ne Türkiye’deki ‘Ali Koç’ düşmanlığının TFF boyutunda icraata geçmesi; ne Fenerbahçe yönetiminin formsuzluğu; ne de dün akşamki taraftarın görevini yapmaması benim dünkü yenilgi ile ilgili ilk sorumluyu ‘Sayın YANAL’ olarak görmek fikrimi değiştirmeyecek.

Ersun Yanal, yaptıklarıyla bu mağlubiyeti en çok hak eden isim oldu. Neden mi? Senin yönetimin isteklerin için tabiri caizse ‘boğazından keserek’ stoperse stoper, forvetse forvet, orta saha ise orta saha adamı alıyor. Ama sen çıkıp da babanın oyuncağıymış gibi koca Fenerbahçe’yi devşirme futbolcularla bu kadar formda bir Galatasaray’ın karşısına resmen yem ediyorsun.

Be adam, hiç mi vicdanın sızlamadı o Jailson’u stoper oynatırken? Hiç mi ‘yahu ben ne yapıyorum’ demedin Tolga’yı kanat oynatırken? Ferdi’yi, Ekici’yi, Falette’yi maç eksikleri var diye oynatma, git Tolgay gibi daha ilk 11 bile oynamamış adamı sahaya sür. Hakikaten, koca Fenerbahçe camiasını bu hale soktuğun için sana yazıklar olsun.

Futbolun katili Türk hakemleri

TFF’sinden MHK’sına gırtlaklarına kadar pisliğe batmış Türk futbol yönetiminin atadığı hakem de ancak böyle olurdu. Haftalardır zaten Ersun Yanal’ın kötü oynattığı futbolu hakem hataları yüzünden göremiyorduk belki. Ama dün hem futbol açısından yapılan yanlışları hem de hakem hatalarını bir arada görmüş olduk. Maç boyu eyyam yapan Halil Umut Meler, penaltımızı yemekle kalmadığı gibi, rakibin direncini kırdığımız 70’li dakikalarda hem Marcao’ya vermediği kırmızı kart hem de rakibe verdiği tartışmalı penaltı ile maçı adeta Galatasaray’a hediye etti.

Böyle devam edin, ey Türk futbol yöneticileri. Kaosa sürükleniyor Türk futbolunu biraz kendinize gelin. Taraflılığı gizlice yapın bari de taraftardan daha az küfür yiyin.

Sayın Başkanım

Çok net ve açık yüreklilikle yazıyorum ki Fenerbahçe için canınızı dişinize kattığınıza şahit oluyoruz. İşinizi, eşinizi, çocuklarınızı bırakıp gece gündüz Fenerbahçe’nin haklılığını düşe getiriyorsunuz. Ve bütün bunlar olurken, size koca yönetimden belki sadece 1 kişi o da Semih Özsoy destek olmaya çalışıyor.

Ama Başkanım, daha önce de yazdık, çizdik. Siz saha dışını toparlamaya ve motive etmeye çalışırken saha içini de maalesef sadece ‘maaşlı çalışan’ bir hoca ve menajere emanet etmiş durumdasınız. Onlar da kendi kafalarına göre bir takım yaratıyorlar ve kimseye hesap da vermiyorlar.

Ya çıkın, adam gibi bu işi yapabilecek bir yönetici bulun ya da siz kalan vaktinizi de Samandıra’da geçirin. Mevcut yönetim ile bu iş olmaz. Çıkın kongreye gidin. Hem güven tazeleyin hem de şu yönetime gerçekten ‘asker’ olabilecek kişileri alın. Oyumuz yine size inanın. Ama bir reorganizasyon şart oğlu şart.

Satmayacağız

Yukarıdaki eleştirime rağmen, yine de sonuna kadar şunu açık yüreklilikle yazmak isterim ki, her türlü ite, köpeğe, balığa, kediye, böceğe rağmen Fenerbahçe Başkanı’nı kimseye satmayacağız. Kimsenin önüne atıp da kaçmayacağız. Sonuna kadar yanındayız Ali Koç.

Sonuç

Maalesef saha dışından etki edilen, saha içinde de teknik kadronun tuz biber ekmesi nedeniyle yine şampiyonluğun gittiği bir sezon yaşadık. Yine çok erken havlu attık. Futbolun adaleti yoktur ama bu sezon için bir mucize olmadan şampiyonluğu alma şansımız yok. Elimizde bir Türkiye Kupası şansı kaldı ama bu futbol mantalitesi ile o da zor görünüyor.

Artık yapılması gereken başta Başkanımızın hemen ‘radikal’ kararlar alması ve gelecek senelerin başarılı Fenerbahçe’si için gerekli temeli oturtması gerekiyor. Gençleşme ise gençleşme. Öze dönme ise öze dönme. Ne gerekiyorsa bugünden yapılmalı.

Ben de kendi adıma artık Fenerbahçe’yi ‘maç maç’ yorumlayacak enerjiyi bulamıyorum. Bundan sonraki yazılarımızda birazcık Fenerbahçe’nin yeni kurtuluş reçetelerini incelemeye çalışmak lazım sanırım.

Umutlar en son ölür demişler ama bizim için bu seneye dair bir beklenti yok. Gelecek seneler ise hala arafta. Umarım sarı lacivert yarınlar yaklaşıyordur.

Cihan Mendi

- Advertisement -
Ferhat Püsküllü
Ferhat Püsküllühttps://www.feneralayi.com
1980 yılında İstanbul'da doğdu. Fenerbahçe aşığı. Aşkını bir adım ileriye götüren Fener Alayı kurucusu.
BENZER HABERLER
- Advertisment -

Günün içinden