0 Eylül Cts 2023
Ana SayfaYazarlarCihan MendiCihan Mendi - Hakkımız Helal Değil Maalesef

Cihan Mendi – Hakkımız Helal Değil Maalesef

- Advertisement -

Özellikle geçen hafta şehitlerimizin olması nedeniyle yazmak istemedim ve Trabzon maçını bekledim. Öncelikle ‘Allah bu vatan evlatlarına bu acıları bir daha yaşatmasın’ diyerek söze girmek istiyorum.

Ersun Hoca’ya tabii ki bu kötü başlık. Ersun Hocanın Fenerbahçe’deki ilk dönemi sonrası da bu döneminde en fazla savunucularından biri oldum daima. Çünkü özellikle ilk döneminde haksızlığa uğradığını düşünüyordum. Bu döneminde ise özellikle bu sezon başında ve de son dönemdeki ‘göstere göstere’ yapılan hakem hataları ile takımın çok da taktiğini konuşamıyorduk.

Ama özellikle son 2-3 haftadır oynanan ‘rezalet’ futbolun üstüne dün gece Ersun Yanal’ın hiç utanmadan giderayak da takımı neredeyse göstere göstere sabote etmesini bir türlü hazmedemiyorum. Tabi ki, ‘kovulmuş’ bir hoca ile elimizde tek mücadele olarak kalmış kupa maçına çıkmak da müthiş bir yönetim zafiyetidir.

Diyebileceğim tek şey var, ‘’Bir daha Fenerbahçe’nin kapısından içeri girme’’. İkinci turda bir şekilde finale kalırsak, bu senin o şans vermediğin Ferdi ve Zajc’ın oyuna katkısıyla olacaktır. Bunu unutma Hoca. Hakkımız helal değil sana!

Gidişatın Sorumluları

Peki, Fenerbahçe nasıl bir anda şampiyonluğun en favori adayı iken 1 ayda ilk beş şansını bile zora soktu? Madde madde yazalım. Sonra da bir daha ki yazılar da çözüm önerilerine girelim:

  • Tabii ki, Ali Başkan’ın ‘düzenin tercihine inat’ Başkan seçilmesi ile başlayan ve Fenerbahçe aleyhine 3 Temmuz benzeri operasyonlar üst üste geldikçe artık mücadele edemez duruma geldik. Sahadaki futbolcu ne yaparsa yapsın, hakemi yenemediği pek çok maç var bu sene. 1-2 örnek verelim. Sezon başı Alanya maçı tekrar edilmeliydi, inadına etmediler; Kayseri deplasmanında 3-4 tane penaltımız verilmedi, kimse gıkını çıkartmadı; Yeni Malatya maçında atılan penaltıdaki kaleci hatası görmezden gelinirken, bir hafta sonra aynı kural Göztepe deplasmanında aleyhimize işletilerek galibiyetimiz engellendi; Trabzon deplasmanında verilmeyen golümüz; Alanya maçında hem Altay’ın kurtardığı penaltının tekrarlanması hem de son saniyede verilmeyen goller ile maalesef Fenerbahçe toplamda 15 puanı hakem ve TFF hataları yüzünden adeta bıraktık. Bu durum illa ki hem hocada hem de futbolcularda de motivasyon yaratmıştır.
  • Ancak ilk maddede yazdığımız hakem ve TFF hataları ve de en önemlisi Fenerbahçe Başkanı ve yönetimine savaş açan bazı kesimler ile ilgili daha iyi bir ‘kriz yönetimi’ yapılabilirdi diye düşünüyorum. Başkanımız gereken tüm mücadeleyi verirken, özellikle yöneticiler bu mücadelede koskoca Ali Koç’u yalnız bıraktılar. Bunun en ‘kötü’ örneğini Galatasaray maçı sonrası taraftar ile Başkan arasındaki kavgada yanında bir yönetici bile yokken gördük.
  • Tabii ki burada şu konuya da parmak basmak lazım. Sayın Başkan da dahil, bütün bu savaşı verirken futbolcuları bu ‘olumsuzluk’ havası dışında tutmalıydı. En azından hoca aracılığıyla yada direk olarak futbolculara ‘ben bu mücadeleyi kamuoyunda veriyorum, siz de sahada vereceksiniz’ demeliydi. Ama bu mesajın düzgün verilmediğini düşünüyorum.
  • Gelelim bütün bu süreçteki ‘nakavt’ durumuna. Bu kadar yokluğa ve de ekonomik sıkıntıya rağmen Ersun Yanal geldi geleli bu takıma 30’a yakın oyuncu takviyesi yapıldı. Geçen yaz döneminde Hasan Ali’nin sakatlığını kimse düşünmediğinden sol bek takviyesi yapılamadı belki ama hocanın direktifleri doğrultusunda geçen yıldan beri (eldeki 2 stoper yollanırken) yerine 5 tane stoper transferi yapıldı. Hadi diyelim Sadık sakatlandı, kaldı 4. Ama Ersun Hoca bir türlü ne Zanka’dan, ne Rami’den fayda sağlamayı bilemedi. Devre arasında tek bir kurşun olarak gelen Falette’yi ise 1,5 maçta sahada gördük, dün akşam o da sakatlandı. Bu kadar gelen giden stopere rağmen sen haftalar boyu Jailson’u stoperde oynatma ısrarından vazgeçmeseydin, en azından o hatalı yenilen 15 golün yarısını yemezdik. Sen elinde dikine futbol oynayan Zajc, Ferdi varken, manevi evladın gibi sevdiğin Tolga’yı ve de takviye eder gibi Tolgay’ı oynatmasaydın, en azından -3 puan aldığımız bazı maçlarda -2 puan alırdık. Sen, Vedat’ın marke halinde pozisyona giremediğini gördüğün dakikalarda Mevlüt’ü oyuna alsaydın en azından Alanya, Ankaragücü gibi maçlarda istediğimiz skorları alırdık. Ve de sen inatla Galatasaray karşısına ‘bitik’ bir motivasyon ile takım çıkartmasaydın, şimdi başka şeyler konuşuyorduk.
  • Son olarak bir de öz eleştiri yapmamız lazım. Fenerbahçe, özellikle son 3-4 yıldır, hiç olmadığı kadar ‘kötü’ bir taraftar topluğu ile maç oynuyor. Deplasmanlarda bile daha iyi bir taraftar grubu var inanın. Dün akşam Trabzonspor’un 90 dakika hiç durmadan takımını destekleyen taraftarının 10’da 1 enerjisi bizim taraftarda olsaydı, bu sezon en azından kendi sahamızda 1-2 maç fazla kazanırdık. Tabii ki şu konuda da haklı taraftar; oynuyorlar mı ki?

Sonuç olarak Fenerbahçe maalesef son 3-4 yıldaki hesapsız, plansız hamleler ve de dış etkenlerle aşama aşama ‘vasat’ bir takım haline geldi. İnanın 90’lı yılları bile arar olduk. Ve maalesef eğer Ali Başkan, son kozu olan ‘yönetim ve mantelite değişikliği’ kozunu oynamazsa, bir süre daha şampiyonluk ve hatta ilk 5 yüzü bile göremeyiz.

Çeşitli çözüm önerilerimiz ile haftaya devam edeceğiz..

Cihan Mendi

Lütfen anketimize katılın

- Advertisement -
Ferhat Püsküllü
Ferhat Püsküllühttps://www.feneralayi.com
1980 yılında İstanbul'da doğdu. Fenerbahçe aşığı. Aşkını bir adım ileriye götüren Fener Alayı kurucusu.
BENZER HABERLER
- Advertisment -

Günün içinden